8 Şubat 2011 Salı

Aile Hekimliği üzerine uzuuuun bir hikaye

Bugün, hamilelik nedeniyle yaptırmam gereken sağlık ocağı kaydını daha fazla ertelememem gerektiğine karar verip vurdum kendimi yollara.. Kayıt dediysem ne olduğunu da bildiğimden değildi yani, internette okumuştum böyle bir kayıt ve tetanoz aşısı yapılması gerektiğini..

Öncelikle bir not düşmeliyim;

Aile Hekimliği sistemine geçilmiş diye duymuştuk aralık ayında, ama "aile hekimi sorgulama" sayfasından sorgulama yaptığımda gördüğüm sonuca inanmak istememiştim: bizim ailemizin hekimi, 3 yıl önceki ikametgahımızın olduğu yerdeydi, Ötegeçe'de gibi bi şey :) Çocuk gibi oluyorum bazen, görmezden gelince yok oluyor sanıyorum bazı şeyleri :)))

İş yerindekilere haber vermiştim zaten gecikeceğimi. Ama sağlık ocağı 8'de açılır ben de muhtemelen mesaiye yetişirim diye her zamanki polyannacılığımla yola koyuldum, en yakın sağlık ocağına gittim. Onların adı artık sağlık ocağı değil sanırım, sağlık merkezi gibi isimleri var.. Sağlık merkezinde daracık koridorda bekleşen hastalar karşıladı beni. Bir şey biliyormuş edasıyla aralarında dolaşırken kulak kabartıyordum konuşmalara; "doktorlar henüz gelmemiş". Kapıda duvarda ne varsa okudum ki Danışma gibi bir şey yok ortada, herhalde yönlendirme için yazılar vardır diye. Resmi panolarda dediğine göre; aile hekimliğine geçilmiş, 13.03.2011'den itibaren de hekimimizi değiştirebiliyormuşuz, falan filan. Kapalı kapıların üzerinde yazanlara göre ise ; o kapı bilmemkaçıncı sokağa bakan doktorunmuş, "danışma değildir"miş, muayene 9-16 arası yapılıyormuş, rapor perşembe günü veriliyormuş muş muş muş. Eee kime danışacağız??

Bir bayandan kan almaya çalışırken bulamadığı aparatı yüzünden söylenmesine bakarak hemşire olduğunu tahmin ettiğim kişiye ilk fırsatta sordum: "Hamileyim, kayıt yaptırmam gerekiyormuş ne yapmalıyım?" Cevap: Aile hekimime görünmeliymişim, hekimimin kim olduğunu hatırlamıyorsam yandaki eczanede internet varmış, ondan yardım isteyebilirmişim.

Telefonumdan internete girip doktorumun Ötegeçe'de olduğunu hatırlayınca, ilk hayal kırıklığımla ve mesai saatimin yaklaştığı gerçeğiyle, "eeeh başlarım kaydına, özel hastanede olurum aşıyı da" diyerek işimin başına döndüm. Tam bir Veysel kızı :)

Öğlene doğru eşimin de gaza getirmesiyle, bu kadar kolay pes etmemeye karar verdim bu kez. Öğle arasında Ötegeçe'deki, varlığını bile unutmak istediğim "Aile Hekimime" doğru çıktım yola. yarım saat yürüyüş, yarım saat ayakta sıra bekleme derken beni azarlayıp postalayacağını tahmin ettiğim doktoruma ulaştım. Adam beni o mahalleye atadıklarına şaşkın, ama bir o kadar yardım için çabalayan, sevecen mi sevecen bir amca.. Beni orada kaydederse oraya gidip gelmem gerekeceğinden, ortak karar aldık ve bana yakın sağlık merkezine giderek verdiği formla doktorumu değiştirmek konusunda anlaştık. Cep telefonunu bile verdi mutlaka kendisini haberdar etmem ve sorun olursa yardımcı olması için.. Bu bir rüya mıydı? Böyle sevecen bir doktor olabilir miydi? Doktorumu değiştirmese miydim, buna gidip gelse miydim acaba??

Neyse, eşimi de alarak ilk durağıma döndüm. Tabii hala danışma diye bir şey yok, birden puf! diye beliriverecek değil, doktorumu nasıl seçeceğim ben şimdi? En iyisi yaşadığımız sokağa bakan doktorun kapısını bulup onunla görüşelim dedik. Tam 1 saat de o kuyrukta bekledikten sonra doktorumuzla tanıştık. Derdimizi anlatınca hemen yardımcı oldu sağolsun, o da şaşırdı önceki mahallemizden doktor verilmesine. Hemşiresi izinliydi ve kendisi de gripti, zar zor da olsa kaydımızı yaptırmayı başardık, bizi aşıyı yapacak hemşireye götürüp elleriyle teslim etti. Hemşire son derece sevecen, güleryüzlü.. Bir kaç bilgi alıp not ettikten sonra genel bilgiler verdi, hafif eliyle iğne fobisi olan bana hayatımın ilk tetanoz aşısını yaptı. Annem yıllarca bunu başaramamıştı, şimdi el mahkum, kendi ayağımla aşıya gidiyorum işe bak :)
Ötegeçe'deki doktorumu arayıp sorunu hallettiğimi, teşekkürlerimi ilettim..
Özet:
1) Meğersem "burası danışma değildir!" yazısından korkacağıma inatla kendi sokağıma bakan doktoru bulsaymışım en baştan, bu zahmetlerin hiçbiri çekilmeyecekmiş. Bu da bizim beceriksizliğimiz işte :)
2) Yeni sistemden midir bilinmez, doktorlar ve hemşireler insanı tersleyen, korkulacak, nemrut ve sevimsiz insanlar olmaktan çıkmış..
Kendime eleştiri; kaydın gerekli olup olmadığını, aşının özelde yapılıp yapılmadığını, madem bu kadar önemliyse kendi kadın doğum doktorumun beni aşı konusunda neden uyarmadığını/bilgilendirmediğini ise hala bilmiyorum :) Kulaktan dolma bazı bilgilerim var ama pek ikna edici sebepler değil.. Bir şeyi yaparken "neden" diye sormamak, sorsam da üstelememek alışkanlık haline gelmiş.
Bir de yeni sisteme eleştiri; doktorlar için sırayı hastalar kendileri oluşturuyor..Kalabalık olduğunda gerginlikler kaçınılmaz olacak, hele de arada doktorun yanına ilaç mümessilleri girmeye çalıştıkça..

3 yorum:

  1. Benim aile hekimim de öte geçede. Üstelik Şamil ile hekimlerimiz farklı, devletim bizi aileden saymıyor henüz:)
    Neyse, prensesin sağlık sistemimizle tanışması fena geçmemeiş hani, eğitici olmuş:)

    YanıtlaSil
  2. Evet, kızıma azimli olmayı öğretiyorum :)
    Hekimleriniz nasıl farklı olmuş ki? Ama bak hala öğrenememişim, hala "burası Türkiye" yi unutuyorum.

    YanıtlaSil
  3. Veysel kızı yahut Şamil bacısı ;)

    YanıtlaSil